Türk çay sektörü 1940’lı yıllarda kendisi için yazılan misyonu başarı ile yerine getirmiş ve getirmeye devam etmektedir. Bu gün çay tiryakileri bu çalışmalar neticesinde damak tatlarına uygun kaliteli ve yerli çay içebilmektedirler.
Son yıllarda dünyadaki gelişmeler, tüketicilerin organik ürün tüketme yönünde sürekli artan talepleri tarım sektörlerini organik ürün üretme yönünde değişime zorlamaktadır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız bu talebe kayıtsız kalmayarak organik çay üretimi konusunda önemli kararlara imza atmak için çalışmalar yapmaktadır.
Çay sektörümüzün gerçekleşmekte olan bu değişime ayak uydurup uyduramaması ve gerekli paralel adımları atıp atamaması büyük önem taşımaktadır. Anketimiz atılacak olan adımlara müstahsillerimizin ne kadar hazır olduğunu ya da hazır olup olmadığını sorgularken, ilgili kurumların yeterliliğinin müstahsil nezdinde nasıl algılandığının cevabını vermektedir.
Dünyada artan çay üretimi, düşme eğilimindeki çay fiyatları yüksek üretim maliyetine sahip çay sektörleri için tehdit oluşturmaktadır. Yarınların stratejisini planlarken bu tablonun iyi tahlil edilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Anketimizdeki sorulara verilen cevaplar bize, sektörde taraf olan üreticinin sistemi nasıl okuduğunu, geleceğe nasıl baktığını ve kurumların performansını nasıl değerlendirdiğini göstermektedir.
Anketimize destek veren, başta anketimize katılan 485 üreticiye, Rize‘’ÇAYÜDAD’’ Çay Üreticileri Dayanışma Derneği’ne, Sayın Kemal Turhan’a ve Sayın İsmail Sandıkçı’ya teşekkür ederiz.
ANKET SONUÇLARI;
Soru 1- Çay üreticisinin öncelikli sorunu aşağıdakilerden hangisidir?
a- Fiyat
b- Çayın toplama maliyeti (işçi sorunu)
c- Yaş çayın satılması
d- Paranın tahsil edilmesi
Yakın bir geçmişte çay müstahsilleri çay sezonu geldiğinde üç ana sorun üzerinde kafa yorarlardı. Devletin yeterli fiyatı verip veremeyeceği, çayın nasıl toplanacağı, nasıl satılacağı ve parasının tahsil edilip edilemeyeceğiydi. Çayı toplayacak işçileri bulmak bir dert, çayı satmak ayrı bir dert ve özellikle parasını alıp alamayacağının endişesini taşımak ise en büyük dertti.
Bu gün ise aynı müstahsilin hangi dert ile dertlendiğine baktığımızda tablonun hayli değiştiğini görüyoruz. Çayın fiyatı önemini %32 oranıyla muhafaza ediyor olsa da, çayın nasıl satılacağı %10 oranıyla ve parasının tahsil edilip edilemeyeceği %2 oranıyla sorun olmaktan çıkmış görülüyor. Bu gün %56 oranındaki müstahsil çayı nasıl ve kime toplatacağını düşünmektedir.
Yurt dışından gelen yabancı işçiler her geçen yıl toplama maliyetlerinin daha da artmasına sebep olmaktadır. Müstahsile yıllık maliyeti 125 milyon dolar olan yabancı işçilerin efektif olarak alıp götürdükleri para 70 milyon doların üzerindedir. Bölgede bıraktıkları adli dosyaların sayısı ise işin hediyesi sayılır.
Elinde bir ‘’B’’ planı olmayan sektör tüm maddi enerjisini yabancı işçilerin lehinde tüketmek zorundadır. Bu gün için elimizi uzattığımızda erişebildiğimiz bu işçilere yarınlarda erişemediğimizde ne olacak? Bu sorunun cevabını henüz hazırlamış değiliz.
Soru 2- Organik üretime geçme kararının 3 yıl ertelenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
a- Erteleme kararı doğru bir karardır.
b- Erteleme kararı yanlış bir karardır
2018 Yılında organik üretime geçileceği yönünde önceden atılmış olan adım müstahsil nezdinde olumlu bir karşılık bulmuştu. Herkes verim konusuna yoğunlaşmış, kayıplarının ne kadar olabileceğinin hesabını yapıyordu.
Birden bire kararın üç yıl ertelenmesi bir şaşkınlık yaşatmıştır. Ancak müstahsil nezdinde %67 oranıyla olumlu karşılandığı görülüyor. Çünkü gübre sorununun çözüldüğüne dair iyi bir haber henüz alınamamıştır.
Üretici 25.5.10 gibi katı bir gübrenin organik olarak üretileceğini ve aynı kolaylıkla kullanılacağını sanıyor. Verilen mesajlar bu şekilde algılandığı için dikkatlerin bu beklentiye yönlendirilmiş olduğu görülüyor.
Soru 3- Organik üretime geçme kararı konusundaki görüşünüz aşağıdakilerden hangisidir?
Organik üretime geçme kararı müstahsil nezdinde olumlu bir karşılık bulmuştur. Müstahsil %53 gibi yüksek bir oranda organik gübre sorunu çözüldükten sonra organik üretime geçme kararını desteklemektedir. Derhal geçilsin diyenleri de eklediğimizde organik üretime geçme kararını destekleyenlerin oranı %69’a çıkmaktadır.
Dünyada çay fiyatlarını etkileyen önemli faktörlerden birisi ürünün organik olup olmadığı ile ilgilidir. Organik üretim konusunda iyi bir hikaye ye sahip olanlar ürettikleri mallarını yüksek fiyatlardan satabilmektedirler. Bu sebeple dünyadaki çay piyasasında dolaştığınızda 1,5 dolara çay bulabildiğiniz gibi 1800 dolara da çay bulabiliyorsunuz.
Türk çay sektörü organik üretime geçtiğinde iyi bir hikaye ye sahip olacaktır. Şu anda yapılan organik üretimin pahalı olması sebebiyle talep oluşturamadığı doğru olsa da organik mala talebin olmayacağı doğru değildir.
Müstahsilin sadece %30 luk kısmı organik üretime hiç geçmeyelim demektedir. Aynı mahiyette iki yıl önce yapılan anketteki sonuç değişmemiştir. İki yıl içerisinde değişen algı gübre sonunu üzerinde odaklanmıştır.
2016 yılı anket sonucu;
Soru 4- Çay sektörünün aşağıdaki sorunlarındaki öncelik sırası sizce nasıldır?
a- Sektörde var olan kontrol sistemi çalışmıyor.
b- Çay sektörünü oluşturan kurumlar arasında birliktelik yok.
c- Çay sektöründe ortak bir hedef oluşturulmamış
Ortak başarı ortak bir hedef kurgulanmış sistemlerden geliyor. Özellikle gıda sektörlerinde, sınırları belirlenmiş üretim standartlarında üretim yapmak ve bunda israr etmek başarıda istikrarın teminatını oluşturur.
Gıda sektörü müşteri potansiyeli çok değişken olan bir sektördür. Rakipleriniz müşterinizin damak tadına müdahale etmeyi başardığında, ya da ürün fiyatlarında sizden daha şanslı duruma geçtiğinde müşterinizi kaybetme riskinizin arttığını göreceksiniz.
Türk çay sektörü yaklaşık 1 milyar dolar ciroya sahip 1 milyon insanın ekmek yediği önemli bir sektördür. Sektörde ortak bir hedef ve hedef odaklı kollektif çalışma bilincinin oluşturulabilmesi gerekir. Bu konuda sektörü meydana getiren aktörlerin ne kadar istekli olduğunu görmek istedik.
Konuyu içeren sorumuza aldığımız cevaplar bize, sorunların sıralanmasında %54 oranıyla öncelikle ortak bir hedefin belirlenmesi gerektiğini göstermiştir. %54 oranı aynı zamanda müstahsilin bu hedef için hazır olduğunu göstermektedir.
İkinci sorunun %25 oranıyla kurumlar arasındaki birlikteliğin tesis edilmesi ve ardından %21 oranıyla ise sektördeki otokontrol sisteminin çalıştırılması sorunu gelmiştir.
Soru 5- ÇAYKUR ile ilgili aşağıdaki ifadelerden sizce hangisi doğrudur?
a- Çok başarılı bir kurum
b- Başarı performansı düşmüş bir kurum
c- Yeni stratejiye ihtiyaç duyan bir kurum
Çaykur’a verilen misyon Türkiye´nin Tarım Politikasına uygun olarak çay ziraatını geliştirmek ve çayın kalitesini ıslah etmektir.
Çaykur bu misyona uyan başarılı bir geçmişe sahiptir. Bu sebeple müstahsil Çaykurumu nu geleceğinin teminatı olarak görmektedir. Geçmişinde şaibeye bulaşmamış bu özel kurum bu günde, yarında bu erdemli duruşunu sürdürmelidir.
Ancak İktisadi piyasalar yoğun rekabetin yaşandığı ve daha başarılı rakiplerin piyasalarda hakimiyet kurduğu sayısız örneklerle doludur. Politikası bilimsel olmayan, işin uzmanları yerine kendi çevrenindekilerle çalışmayı tercih eden kurumlar her zaman kaybeden taraf olmaktadır. Çünkü ticaret duygu yoğun bir alandan çok, bilimselliğin ön plana olduğu stratejik bir alandır.
Anket sonucuna baktığımızda bölge için son derece önemli olan çay kurumunun müstahsil nezdindeki performans notunun düştüğü görülüyor. Başarı performansı düşmüş bir kurum diyenleri de eklediğimizde %71 oranındaki büyük bir müstahsil grubu yaptığı tercihle aslında, Çaykur un kendisine bakması gerektiğine işaret etmiştir.
Çaykur için başarılı bir kurum diyenlerin oranı %29 da kalmıştır.
Soru 6 - ‘Ulusal Çay Konseyi’ hakkındaki görüşünüz aşağıdakilerden hangisidir?
a- Ulusal Çay Konseyi hakkında bilgim var ancak faaliyetlerini duymadım.
b- Ulusal Çay Konseyini duydum görev ve yetkilerini bilmiyorum.
c- Ulusal Çay Konseyi hakkında hiçbir fikrim yok
Sektörler kamu ile iletişimini kamu ve sektör arasında oluşturulan üst kurullar aracılığı ile sağlamaktadır. Çay sektörü ile devletin arasında iletişimi sağlayan, sorunların tarifini yapan ve çözüm önerilerini ortaya koyan Ulusal çay Konseyi vardır.
Ulusal çay konseyi sektörün içinde olacak şekilde örgütlenmiş ve sektörü yakından takip etmesi gereken en üst kuruldur. Sektördeki sorunları tespit edecek olan ve çözüm önerileri üretilecek olan yerdir.
Örneğin çayda boya varsa ya da çayda tüketicinin sağlığını olumsuz etkileyecek kadar yüksek oranda karbonat bulunuyorsa bunu bilecek olan ve soruna çözüm üretecek olan kurumdur. Böyle bir şey yoksa bunu da söyleyecek olan kurumdur.
Devleti yöneten siyasiler her sektör hakkında bilgi sahibi olmayabileceği gibi varsa sorunların ne olduğu hakkında bilgileri de olmayabilir. İhdas edilen üst kurullar ve bu kurullara verilen misyonlar bu manada anlam ifade edebilmektedir.
Ulusal Çay Konseyi yönetmeliğinin 7. Maddesinde konseyin görevleri belirlenmiştir. 7. Maddesinde sıralanan çok sayıdaki faaliyet konularından bir kaçını aşağıda gösterdik.
MADDE 7 – (1) Konsey, 1 inci maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda aşağıdaki faaliyetleri gerçekleştirir.
c) Sektörle ilgili verileri toplamak.
g) Ürünün tarladan tüketiciye sunulması aşamasına kadar ürün güvenliğini tehlikeye sokan kişi ve kuruluşlar hakkında işlem yapılması amacıyla yetkili kurumlara bildirimde bulunmak.
ı) Ürünlerin Türk Gıda Kodeksine uygunluğunu izlemek ve uygun olmayanları yetkili kurumlara bildirmek.
l) Sektörde yüksek kalitede üretimin gerçekleştirilmesi, standardizasyon ve sertifikasyonun sağlanması, piyasanın izlenmesi ve kalite kontrol sistemlerinin geliştirilmesi için gerekli politikaların belirlenmesine ve uygulanmasına katkıda bulunmak.
n) Sektördeki üretim ve sanayi faaliyetleri çerçevesinde çevrenin, kamu sağlığının, üretici ve tüketici haklarının korunması, kırsal kalkınmanın temin edilmesine yönelik çalışmalar yapmak.
r) Sektörün düzenlenmesi, denetlenmesi, haksız rekabetin önlenmesi, kalite standardı yüksek ürünler üretilip tüketici memnuniyetinin sağlanması amacıyla bütçe oluşturmak, bu bütçelerden kendi alanlarında uzman ve profesyonel elemanlardan denetleme ve inceleme ekipleri oluşturmak ve böylece tarladan ürün raflarına kadar tüm aşamalarda aktif görev üstlenmek, söz konusu ekiplerin ulaştığı sonuçları ilgili kurum ve kuruluşlara sunmak ve yönlendirmek.
Görüldüğü gibi Ulusal Çay Konseyi sektörün beynidir. Sektördeki otokontrol sisteminin ana komuta merkezidir.
Anket sonucuna baktığımızda ise, Ulusal Çay Konseyinin kurulduğu 2008 yılından bu yana yaptığı çalışmalarla müstahsil nezdindeki bilinilirliğini artırmada başarılı olamadığı görülmektedir. Anket sonucuna göre %69 oranıyla yüksek bir müstahsil grubu Ulusal Çay Konseyi hakkında fikrim yok demektedir.
Soru 7- Çay sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
a- Çay sektörünün geleceği parlaktır
b- Maliyetlerin artması ve kontrolsüz piyasa sıkıntı getirebilir.
c- Çay sektörünün geleceğini iyi görmüyorum.
Özellikle son iki yılda müstahsilin rahat sezon geçirmesine rağmen çay sektörünün geleceğine riskli bakmasını büyük oranda çaykur un özelleştirileceği dedikodularına ve organik üretime geçme kararındaki belirsizliğe bağlamaktayız. Ancak müstahsilin yakınmalarından anlaşıldığına göre, çayın toplama maliyetinin artması, 50-60 yıllık çay bahçelerinin kadostro çalışmaları kapsamında orman alanı ilan edilmesi ve çaykur un bu kapsamda olan bahçelerde müstahsilin kotalarını aceleyle iptal etmesi de müstahsilin algısına yansıdığı görülmektedir.
İki yıl önce yaptığımız ankette çay sektörünün geleceğine olumlu bakan ve %75 gibi yüksek bir oranla Çaykur ile özdeşleştiren müstahsilin bu gün, farklı şekilde sorulan bu soruya tedirgin cevap verdiği görülmektedir.
2016 yılı anket sonucu
Soru 8- Devletin çay sektörüne olan ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
a-Çay sektörünü geliştiren ve ayakta tutan devlettir
b- Devletin desteği olmasa da sektör gelişimini sürdürür.
Hiç kuşkusuz tarım sektörünün gelişmesinde ve ayakta durmasında devletin yoğun desteği vardır. Çiftçinin yüksek maliyetle üretim yaparken üretim üzerinden beklediği geliri elde etme şansı zayıflamaktadır. Bu sebeple dünya genelinde tarım sektörleri devletin desteğine sahiptir. Ülkemizde de çay sektörü hayat serüvenine başladığı 1924 yılından buyana devletin desteğinde ve öncülüğünde gelişimini sürdürmektedir.
Özel sektörün sektöre katıldığı 1984 yılından buyana da devlet öncülüğünü ve sektördeki hakimiyetini devam ettirmiştir.
2016-2017 yılları özel sektörün sektördeki ağırlığını hissettirdiği yıllardır. Bu yöndeki değişimin müstahsil nezdinde nasıl okunduğunu öğrenmek istedik
‘’Devletin sektöre olan ilgisini’’ araştıran sorumuza aldığımız cevaplar bize, %85 oranındaki büyük bir çoğunluktaki müstahsilin çay sektörünü ayakta tutanın ve geliştiren gücün devlet olduğuna inandığını göstermiştir. Devlet olmadan da sektörün kendisini geliştirebileceğine inananların sayısı %15 gibi küçük bir oranda kalmıştır.
Soru9- Özel sektör ile ilgili görüşünüz aşağıdakilerden hangisidir?
a-Özel sektör müstahsil nezdinde kalıcı bir güven sağlamıştır.
b- Özel sektör güven sağlamış olsa da ÇAYKUR gibi kalıcı bir güvene sahip değildir
c- Çay sektörü özel sektörün elinde kalırsa biter
Özel sektörün çay sektöründeki güvenilirlik performansı her geçen gün artmaktadır. Sektörde yatırım yapma hakkını kazandığı 1984 yılından bu yana çok çetin ve zorlu bir yol takip etmiş ve bu günkü güvenilirlik performansına bu zorlukların ardından kavuşabilmiştir. Özellikle son iki yılda aldığı insiyatif onu perakendeci raflarında daha geniş yer tutan konuma getirmiştir. Üretimdeki ağırlığı artarken müşteri hacmi de genişlemiştir.
İki yıl önce yaptığımız ankette %80 oranıyla yüksek çıkan ‘Çay sektörü özel sektörün elinde kalırsa biter’’ bakış açısı 2018 yılında %52 ye gerilemiştir.
Bu gün müstahsil nezdindeki güvenilirliğini %48 e çıkaran özel sektörün Çaykur gibi kalıcı bir güvene sahip olmadığı görülse de başarı performansının yükselmeye devam edeceği anlaşılmaktadır.
Mustafa Yılmaz Kar
Çaysiad
Son yıllarda dünyadaki gelişmeler, tüketicilerin organik ürün tüketme yönünde sürekli artan talepleri tarım sektörlerini organik ürün üretme yönünde değişime zorlamaktadır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız bu talebe kayıtsız kalmayarak organik çay üretimi konusunda önemli kararlara imza atmak için çalışmalar yapmaktadır.
Çay sektörümüzün gerçekleşmekte olan bu değişime ayak uydurup uyduramaması ve gerekli paralel adımları atıp atamaması büyük önem taşımaktadır. Anketimiz atılacak olan adımlara müstahsillerimizin ne kadar hazır olduğunu ya da hazır olup olmadığını sorgularken, ilgili kurumların yeterliliğinin müstahsil nezdinde nasıl algılandığının cevabını vermektedir.
Dünyada artan çay üretimi, düşme eğilimindeki çay fiyatları yüksek üretim maliyetine sahip çay sektörleri için tehdit oluşturmaktadır. Yarınların stratejisini planlarken bu tablonun iyi tahlil edilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Anketimizdeki sorulara verilen cevaplar bize, sektörde taraf olan üreticinin sistemi nasıl okuduğunu, geleceğe nasıl baktığını ve kurumların performansını nasıl değerlendirdiğini göstermektedir.
Anketimize destek veren, başta anketimize katılan 485 üreticiye, Rize‘’ÇAYÜDAD’’ Çay Üreticileri Dayanışma Derneği’ne, Sayın Kemal Turhan’a ve Sayın İsmail Sandıkçı’ya teşekkür ederiz.
ANKET SONUÇLARI;
Soru 1- Çay üreticisinin öncelikli sorunu aşağıdakilerden hangisidir?
a- Fiyat
b- Çayın toplama maliyeti (işçi sorunu)
c- Yaş çayın satılması
d- Paranın tahsil edilmesi
Yakın bir geçmişte çay müstahsilleri çay sezonu geldiğinde üç ana sorun üzerinde kafa yorarlardı. Devletin yeterli fiyatı verip veremeyeceği, çayın nasıl toplanacağı, nasıl satılacağı ve parasının tahsil edilip edilemeyeceğiydi. Çayı toplayacak işçileri bulmak bir dert, çayı satmak ayrı bir dert ve özellikle parasını alıp alamayacağının endişesini taşımak ise en büyük dertti.
Bu gün ise aynı müstahsilin hangi dert ile dertlendiğine baktığımızda tablonun hayli değiştiğini görüyoruz. Çayın fiyatı önemini %32 oranıyla muhafaza ediyor olsa da, çayın nasıl satılacağı %10 oranıyla ve parasının tahsil edilip edilemeyeceği %2 oranıyla sorun olmaktan çıkmış görülüyor. Bu gün %56 oranındaki müstahsil çayı nasıl ve kime toplatacağını düşünmektedir.
Yurt dışından gelen yabancı işçiler her geçen yıl toplama maliyetlerinin daha da artmasına sebep olmaktadır. Müstahsile yıllık maliyeti 125 milyon dolar olan yabancı işçilerin efektif olarak alıp götürdükleri para 70 milyon doların üzerindedir. Bölgede bıraktıkları adli dosyaların sayısı ise işin hediyesi sayılır.
Elinde bir ‘’B’’ planı olmayan sektör tüm maddi enerjisini yabancı işçilerin lehinde tüketmek zorundadır. Bu gün için elimizi uzattığımızda erişebildiğimiz bu işçilere yarınlarda erişemediğimizde ne olacak? Bu sorunun cevabını henüz hazırlamış değiliz.
Soru 2- Organik üretime geçme kararının 3 yıl ertelenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
a- Erteleme kararı doğru bir karardır.
b- Erteleme kararı yanlış bir karardır
2018 Yılında organik üretime geçileceği yönünde önceden atılmış olan adım müstahsil nezdinde olumlu bir karşılık bulmuştu. Herkes verim konusuna yoğunlaşmış, kayıplarının ne kadar olabileceğinin hesabını yapıyordu.
Birden bire kararın üç yıl ertelenmesi bir şaşkınlık yaşatmıştır. Ancak müstahsil nezdinde %67 oranıyla olumlu karşılandığı görülüyor. Çünkü gübre sorununun çözüldüğüne dair iyi bir haber henüz alınamamıştır.
Üretici 25.5.10 gibi katı bir gübrenin organik olarak üretileceğini ve aynı kolaylıkla kullanılacağını sanıyor. Verilen mesajlar bu şekilde algılandığı için dikkatlerin bu beklentiye yönlendirilmiş olduğu görülüyor.
Soru 3- Organik üretime geçme kararı konusundaki görüşünüz aşağıdakilerden hangisidir?
a- Organik üretime bir an önce geçmeliyiz
b- Organik üretime hiç geçmemeliyiz.
c- Organik üretime gübre sorunu çözüldükten sonra geçmeliyiz.
Organik üretime geçme kararı müstahsil nezdinde olumlu bir karşılık bulmuştur. Müstahsil %53 gibi yüksek bir oranda organik gübre sorunu çözüldükten sonra organik üretime geçme kararını desteklemektedir. Derhal geçilsin diyenleri de eklediğimizde organik üretime geçme kararını destekleyenlerin oranı %69’a çıkmaktadır.
Dünyada çay fiyatlarını etkileyen önemli faktörlerden birisi ürünün organik olup olmadığı ile ilgilidir. Organik üretim konusunda iyi bir hikaye ye sahip olanlar ürettikleri mallarını yüksek fiyatlardan satabilmektedirler. Bu sebeple dünyadaki çay piyasasında dolaştığınızda 1,5 dolara çay bulabildiğiniz gibi 1800 dolara da çay bulabiliyorsunuz.
Türk çay sektörü organik üretime geçtiğinde iyi bir hikaye ye sahip olacaktır. Şu anda yapılan organik üretimin pahalı olması sebebiyle talep oluşturamadığı doğru olsa da organik mala talebin olmayacağı doğru değildir.
Müstahsilin sadece %30 luk kısmı organik üretime hiç geçmeyelim demektedir. Aynı mahiyette iki yıl önce yapılan anketteki sonuç değişmemiştir. İki yıl içerisinde değişen algı gübre sonunu üzerinde odaklanmıştır.
2016 yılı anket sonucu;
Soru 4- Çay sektörünün aşağıdaki sorunlarındaki öncelik sırası sizce nasıldır?
a- Sektörde var olan kontrol sistemi çalışmıyor.
b- Çay sektörünü oluşturan kurumlar arasında birliktelik yok.
c- Çay sektöründe ortak bir hedef oluşturulmamış
Ortak başarı ortak bir hedef kurgulanmış sistemlerden geliyor. Özellikle gıda sektörlerinde, sınırları belirlenmiş üretim standartlarında üretim yapmak ve bunda israr etmek başarıda istikrarın teminatını oluşturur.
Gıda sektörü müşteri potansiyeli çok değişken olan bir sektördür. Rakipleriniz müşterinizin damak tadına müdahale etmeyi başardığında, ya da ürün fiyatlarında sizden daha şanslı duruma geçtiğinde müşterinizi kaybetme riskinizin arttığını göreceksiniz.
Türk çay sektörü yaklaşık 1 milyar dolar ciroya sahip 1 milyon insanın ekmek yediği önemli bir sektördür. Sektörde ortak bir hedef ve hedef odaklı kollektif çalışma bilincinin oluşturulabilmesi gerekir. Bu konuda sektörü meydana getiren aktörlerin ne kadar istekli olduğunu görmek istedik.
Konuyu içeren sorumuza aldığımız cevaplar bize, sorunların sıralanmasında %54 oranıyla öncelikle ortak bir hedefin belirlenmesi gerektiğini göstermiştir. %54 oranı aynı zamanda müstahsilin bu hedef için hazır olduğunu göstermektedir.
İkinci sorunun %25 oranıyla kurumlar arasındaki birlikteliğin tesis edilmesi ve ardından %21 oranıyla ise sektördeki otokontrol sisteminin çalıştırılması sorunu gelmiştir.
Soru 5- ÇAYKUR ile ilgili aşağıdaki ifadelerden sizce hangisi doğrudur?
a- Çok başarılı bir kurum
b- Başarı performansı düşmüş bir kurum
c- Yeni stratejiye ihtiyaç duyan bir kurum
Çaykur’a verilen misyon Türkiye´nin Tarım Politikasına uygun olarak çay ziraatını geliştirmek ve çayın kalitesini ıslah etmektir.
Çaykur bu misyona uyan başarılı bir geçmişe sahiptir. Bu sebeple müstahsil Çaykurumu nu geleceğinin teminatı olarak görmektedir. Geçmişinde şaibeye bulaşmamış bu özel kurum bu günde, yarında bu erdemli duruşunu sürdürmelidir.
Ancak İktisadi piyasalar yoğun rekabetin yaşandığı ve daha başarılı rakiplerin piyasalarda hakimiyet kurduğu sayısız örneklerle doludur. Politikası bilimsel olmayan, işin uzmanları yerine kendi çevrenindekilerle çalışmayı tercih eden kurumlar her zaman kaybeden taraf olmaktadır. Çünkü ticaret duygu yoğun bir alandan çok, bilimselliğin ön plana olduğu stratejik bir alandır.
Anket sonucuna baktığımızda bölge için son derece önemli olan çay kurumunun müstahsil nezdindeki performans notunun düştüğü görülüyor. Başarı performansı düşmüş bir kurum diyenleri de eklediğimizde %71 oranındaki büyük bir müstahsil grubu yaptığı tercihle aslında, Çaykur un kendisine bakması gerektiğine işaret etmiştir.
Çaykur için başarılı bir kurum diyenlerin oranı %29 da kalmıştır.
Soru 6 - ‘Ulusal Çay Konseyi’ hakkındaki görüşünüz aşağıdakilerden hangisidir?
a- Ulusal Çay Konseyi hakkında bilgim var ancak faaliyetlerini duymadım.
b- Ulusal Çay Konseyini duydum görev ve yetkilerini bilmiyorum.
c- Ulusal Çay Konseyi hakkında hiçbir fikrim yok
Sektörler kamu ile iletişimini kamu ve sektör arasında oluşturulan üst kurullar aracılığı ile sağlamaktadır. Çay sektörü ile devletin arasında iletişimi sağlayan, sorunların tarifini yapan ve çözüm önerilerini ortaya koyan Ulusal çay Konseyi vardır.
Ulusal çay konseyi sektörün içinde olacak şekilde örgütlenmiş ve sektörü yakından takip etmesi gereken en üst kuruldur. Sektördeki sorunları tespit edecek olan ve çözüm önerileri üretilecek olan yerdir.
Örneğin çayda boya varsa ya da çayda tüketicinin sağlığını olumsuz etkileyecek kadar yüksek oranda karbonat bulunuyorsa bunu bilecek olan ve soruna çözüm üretecek olan kurumdur. Böyle bir şey yoksa bunu da söyleyecek olan kurumdur.
Devleti yöneten siyasiler her sektör hakkında bilgi sahibi olmayabileceği gibi varsa sorunların ne olduğu hakkında bilgileri de olmayabilir. İhdas edilen üst kurullar ve bu kurullara verilen misyonlar bu manada anlam ifade edebilmektedir.
Ulusal Çay Konseyi yönetmeliğinin 7. Maddesinde konseyin görevleri belirlenmiştir. 7. Maddesinde sıralanan çok sayıdaki faaliyet konularından bir kaçını aşağıda gösterdik.
MADDE 7 – (1) Konsey, 1 inci maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda aşağıdaki faaliyetleri gerçekleştirir.
c) Sektörle ilgili verileri toplamak.
g) Ürünün tarladan tüketiciye sunulması aşamasına kadar ürün güvenliğini tehlikeye sokan kişi ve kuruluşlar hakkında işlem yapılması amacıyla yetkili kurumlara bildirimde bulunmak.
ı) Ürünlerin Türk Gıda Kodeksine uygunluğunu izlemek ve uygun olmayanları yetkili kurumlara bildirmek.
l) Sektörde yüksek kalitede üretimin gerçekleştirilmesi, standardizasyon ve sertifikasyonun sağlanması, piyasanın izlenmesi ve kalite kontrol sistemlerinin geliştirilmesi için gerekli politikaların belirlenmesine ve uygulanmasına katkıda bulunmak.
n) Sektördeki üretim ve sanayi faaliyetleri çerçevesinde çevrenin, kamu sağlığının, üretici ve tüketici haklarının korunması, kırsal kalkınmanın temin edilmesine yönelik çalışmalar yapmak.
r) Sektörün düzenlenmesi, denetlenmesi, haksız rekabetin önlenmesi, kalite standardı yüksek ürünler üretilip tüketici memnuniyetinin sağlanması amacıyla bütçe oluşturmak, bu bütçelerden kendi alanlarında uzman ve profesyonel elemanlardan denetleme ve inceleme ekipleri oluşturmak ve böylece tarladan ürün raflarına kadar tüm aşamalarda aktif görev üstlenmek, söz konusu ekiplerin ulaştığı sonuçları ilgili kurum ve kuruluşlara sunmak ve yönlendirmek.
Görüldüğü gibi Ulusal Çay Konseyi sektörün beynidir. Sektördeki otokontrol sisteminin ana komuta merkezidir.
Anket sonucuna baktığımızda ise, Ulusal Çay Konseyinin kurulduğu 2008 yılından bu yana yaptığı çalışmalarla müstahsil nezdindeki bilinilirliğini artırmada başarılı olamadığı görülmektedir. Anket sonucuna göre %69 oranıyla yüksek bir müstahsil grubu Ulusal Çay Konseyi hakkında fikrim yok demektedir.
Soru 7- Çay sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
a- Çay sektörünün geleceği parlaktır
b- Maliyetlerin artması ve kontrolsüz piyasa sıkıntı getirebilir.
c- Çay sektörünün geleceğini iyi görmüyorum.
Özellikle son iki yılda müstahsilin rahat sezon geçirmesine rağmen çay sektörünün geleceğine riskli bakmasını büyük oranda çaykur un özelleştirileceği dedikodularına ve organik üretime geçme kararındaki belirsizliğe bağlamaktayız. Ancak müstahsilin yakınmalarından anlaşıldığına göre, çayın toplama maliyetinin artması, 50-60 yıllık çay bahçelerinin kadostro çalışmaları kapsamında orman alanı ilan edilmesi ve çaykur un bu kapsamda olan bahçelerde müstahsilin kotalarını aceleyle iptal etmesi de müstahsilin algısına yansıdığı görülmektedir.
İki yıl önce yaptığımız ankette çay sektörünün geleceğine olumlu bakan ve %75 gibi yüksek bir oranla Çaykur ile özdeşleştiren müstahsilin bu gün, farklı şekilde sorulan bu soruya tedirgin cevap verdiği görülmektedir.
2016 yılı anket sonucu
Soru 8- Devletin çay sektörüne olan ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
a-Çay sektörünü geliştiren ve ayakta tutan devlettir
b- Devletin desteği olmasa da sektör gelişimini sürdürür.
Hiç kuşkusuz tarım sektörünün gelişmesinde ve ayakta durmasında devletin yoğun desteği vardır. Çiftçinin yüksek maliyetle üretim yaparken üretim üzerinden beklediği geliri elde etme şansı zayıflamaktadır. Bu sebeple dünya genelinde tarım sektörleri devletin desteğine sahiptir. Ülkemizde de çay sektörü hayat serüvenine başladığı 1924 yılından buyana devletin desteğinde ve öncülüğünde gelişimini sürdürmektedir.
Özel sektörün sektöre katıldığı 1984 yılından buyana da devlet öncülüğünü ve sektördeki hakimiyetini devam ettirmiştir.
2016-2017 yılları özel sektörün sektördeki ağırlığını hissettirdiği yıllardır. Bu yöndeki değişimin müstahsil nezdinde nasıl okunduğunu öğrenmek istedik
‘’Devletin sektöre olan ilgisini’’ araştıran sorumuza aldığımız cevaplar bize, %85 oranındaki büyük bir çoğunluktaki müstahsilin çay sektörünü ayakta tutanın ve geliştiren gücün devlet olduğuna inandığını göstermiştir. Devlet olmadan da sektörün kendisini geliştirebileceğine inananların sayısı %15 gibi küçük bir oranda kalmıştır.
Soru9- Özel sektör ile ilgili görüşünüz aşağıdakilerden hangisidir?
a-Özel sektör müstahsil nezdinde kalıcı bir güven sağlamıştır.
b- Özel sektör güven sağlamış olsa da ÇAYKUR gibi kalıcı bir güvene sahip değildir
c- Çay sektörü özel sektörün elinde kalırsa biter
Özel sektörün çay sektöründeki güvenilirlik performansı her geçen gün artmaktadır. Sektörde yatırım yapma hakkını kazandığı 1984 yılından bu yana çok çetin ve zorlu bir yol takip etmiş ve bu günkü güvenilirlik performansına bu zorlukların ardından kavuşabilmiştir. Özellikle son iki yılda aldığı insiyatif onu perakendeci raflarında daha geniş yer tutan konuma getirmiştir. Üretimdeki ağırlığı artarken müşteri hacmi de genişlemiştir.
İki yıl önce yaptığımız ankette %80 oranıyla yüksek çıkan ‘Çay sektörü özel sektörün elinde kalırsa biter’’ bakış açısı 2018 yılında %52 ye gerilemiştir.
Bu gün müstahsil nezdindeki güvenilirliğini %48 e çıkaran özel sektörün Çaykur gibi kalıcı bir güvene sahip olmadığı görülse de başarı performansının yükselmeye devam edeceği anlaşılmaktadır.
Mustafa Yılmaz Kar
Çaysiad