İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇAY TARIMINI TEHDİT EDİYOR
Birçok insan iklim değişikliğinin esas olarak daha yüksek sıcaklıklar anlamına geldiğini düşünüyor. Ancak sıcaklık artışı hikâyenin yalnızca başlangıcıdır. Dünya her şeyin birbirine bağlı olduğu bir sistem olduğundan, bir alandaki değişiklikler diğer tüm alanlardaki değişiklikleri etkileyebiliyor.
2023'te ortalama bir günde, küresel okyanusun neredeyse üçte biri denizlerdeki sıcak hava dalgasının etkisi altında kaldı ve hayati önem taşıyan ekosistemlere ve gıda sistemlerine zarar verdi.
20. yüzyılın ortalarından bu yana yaşanan değişim hızı, bin yıldır eşi benzeri görülmemiş bir düzeydedir.
insanların gelişigüzel hataları yüzünden atmosferdeki sera gazlarının artması ve doğal sera etkisini kuvvetlendirmesi küresel boyutta sıcaklık artışına yol açmıştır. Bu durum günümüzde bütün çevre bilimciler tarafından kabul edilen olumsuz bir gerçektir.
Dünyamız doğal dengenin insan tarafından bozulduğu ve
Tüm canlılarda olduğu gibi bitkiler içinde iklim değişikliği sebebiyle sıcaklıkta ve yağış miktarlarındaki değişmelerin ortaya çıkması coğrafi değişkenlik göstermesi gelecekte, ölmeleri, veya adaptasyon zorunlulukları ile karşı karşıya kalmalarını mümkün kılacaktır.
Son yıllarda hasat edilen yaş çayı işleyen sanayiciler ikllim değişikliğinin çayın dem ve koku oranlarının azalmasına neden olduğunu belirtmektedirler. Ekstrat değerinin de düştüğü yapılan iddialar arasındadır. Bunu tüketiciler olarak bizlerde fark etmekteyiz.
Çay bahçelerinde verimliliğin düşmesi bazı bahçelerde %40 seviyelerinde azalması artan sıcaklıklar sebebiyledir. Bilim adamlarının kuraklık uyarısı yapması, iklim değişikliğinin sebep olacağı sonuçların önceden görülmesi ve tedbir alınması gerektiği gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Bu etkilerden biri de bitki göçlerinin
Görülmesi ve bitki türlerinin coğrafyalarının değişmesidir. Yani, Yağış ve sıcaklık miktarlarında meydana gelen değişiklikler bu zamana kadar coğrafyalarındaki iklimsel özelliklere uyum sağlamış bitkilerin yeni iklimsel gelişmelerle yüzleşmesine ve baskı altında kalmasına sebep olacaktır.
SICAĞA DAYANIKLI YENİ ANAÇLAR GETİRİLEREK ÇAY BAHÇELERİMİZİN YENİLENMESİ ÇALIŞMALARI ŞİMDİDEN BAŞLATILMALIDIR
Çiftçiler ve araştırmacılar bazı tarım tekniklerini ve teknolojilerini uyarlayabilecek veya yenilerini geliştirebilecek olsalar da, yüzleşilen sonuçların yönetilmesi yine de zor olacaktır. Artan sıcaklıklar, kuraklık ve su stresi, hastalıklar ve aşırı hava koşulları, sofralarımıza yiyecek koyan çiftçiler için tehlikeler içeriyor.
Besin zincirinin temel yapı taşı olmaları nedeniyle tüm canlılar için vazgeçilmez olan bitkiler, iklim değişikliğinden oldukça fazla etkilenmektedir.
Özellikle uç noktalardaki hava olayları, yüksek sıcaklık, kuraklık ve zarar verici seviyede aşırılık gösteren yağışlar sonucunda bitki
türlerinin karşı karşıya olduğu %10 azalma riski, bitkilerin
Tabloya baktığımızda çay tarımı içinde aynı risklerin olduğunu görmekteyiz. Verimin düşmesi, soğuktan yanan çay filizlerinin son yıllarda mevsimsel değerlerin üzerinde oluşan sıcaklıklar yüzünden yanması aynı zararlı sonucu ortaya koyuyor.
Bu durum bazı bitkilerin uyum sağlayabilmesine; bazılarının ise
Tarımsal adaptasyon açısından çiftçiler ürettikleri ürünleri değiştirme
Yakın tarihlerde çay bahçelerinden verim alabilmek için sulama yapılması ihtiyacı ortaya çıkacağını söylemek hayal ürünü bir iddia değildir. Farklı tarım teknikleri uygulayarak verimi düşen çay ağaçlarını yaşatmaya çalışsak da çözüm bu olmayacaktır. Daha şimdiden kurağa dayalı yeni bir çay bitkisi türü tespit ederek, çay bahçelerinin yenilenmesi çalışmalarını başlatmalıyız.
1 milyar dolar ciroya sahip çay sektörümüz gelecekteki bu büyük tehlikeyi görecek kabiliyettedir.
Mustafa Yılmaz Kar
Kaynaklar; United nations, Dergipark, WMO, NASA, WHO, studentenergy,