Ülkemizde tarım işçiliği üzerine çok sayıda destek projesi hazırlanmıştır. Çok iddialı projelerle işsiz gençler tarım alanlarına çekilmek istenmiştir. Çay sektöründe eğitimli yerli işgücü nu teşvik etmek ve yerli istihdam oluşturmak amacı ile hazırlanan ‘’Yaş çay bizim işimiz’’ projesi de bu hedefe yöneliktir. Yoğun emek sarf edilen proje, çalışma süresinin kısalığı yüzünden işsiz gençler tarafından beklenen ilgiyi görmedi. Çünkü işsiz gençlere sorduğunuz‘’ne kadar süreli bir işi devamlı iş olarak görüyorsunuz’’ sorusuna %83 oranında ‘’en az dokuz aylık sigortalı iş’’ cevabını alıyorsunuz..
Çay tarımında mayıs ayında başlayan hasat ve üretim sezonu ekim ayında son buluyor. Altı ay gibi görünse de dört aylık fiili çalışma süresi var ve bu süre içinde toplamda 90 gün yani üç aylık yevmiye alabiliyorsunuz. Oysa bölgedeki işsiz gençler üç aylık çay sezonu bitince kahve köşelerinde oturmak istemezken hayatlarını çaydan kazandıkları halde, hayat standartlarını çayla yükselttikleri halde çay işine devamlı iş olarak da bakmıyorlar. Sürenin kısalığı her aşamada önlerine engel olarak çıkıyor.
Ancak, İşsiz olduğunu beyan edenlerin yaklaşımını değerlendirdiğimizde ‘’yaş çay bizim işimiz’’ projesinin uygulanabilir olduğunu görüyoruz. Çünkü dokuz ay sigortalı çalışılabilecek iş süresi talep ediliyor. Dört aylık çay sezonuna ilaveten beş aylık bir devlet desteği sağlamak sistem içinde mümkündür. Devlet bu desteği, çay sektöründe dört ay çalışanları kamu yararına projelerde beş ay çalıştırarak verebilir. Zaten var olan bu kamu yararına projeler uygulaması bu anlamda devlete ilave yük de getirmez. Türkiye genelinde bu şekilde uygulandığında ise ‘’kamu yararına projelerle’’ tarımsal üretime destek verilmiş olur.
Ülkemizde mübaya edilen yaş çay miktarının en az yarısı yabancı işçilere toplattırılmaktadır. 2015 rakamları baz alındığında, toplanan 1328 bin ton çayın yarısını yani 664 bin ton yaş çayı yabancı işçilere toplatıyoruz demektir. İki yıl öncesine kadar çayını yabancı işçilere toplatan müstahsiller, onu alım evlerine teslim etme işini kendileri yapıyorlardı. 2016 yılında bu iş içinde yabancı işçi tutulduğunu görüyoruz.
Çok hızla artan işçi maliyetleri çay müstahsilini olumsuz etkiliyor.
Çay sektöründe yıl ortalaması baz alındığında bir işçi günde 250 kg çay toplayabilmektedir. Yani müstahsil çayın kilosunu (129/250) 52 kuruşa toplatabiliyor. Çayının tamamını devlete satamıyor. Özel sektör fiyatı ile devlet fiyatı üzerinden tutturabildiği satış fiyat ortalaması ne kadar yüksekse kendisini o kadar şanslı sayıyor. Ancak gübre maliyetlerini ve kendi emeklerini de hesaba dahil ettiğimizde, işçilik maliyetlerinin yüksek olması sebebiyle en şanslı oldukları bu dönemde bile yeterince gelir elde edemediklerini görüyoruz. Bu haksız mazeret, kendi çaylarını kendileri toplayabilecekleri halde onu işçiye toplatmalarından kaynaklanıyor.
Çay bahçelerini ihdas eden, çay ağaçlarını büyüten nesil ya yaşlandı ya da öldü. Onların çocukları eğitimlerini tamamladığı için daha rahat iş talep ediyor. Çalışma süresinin kısalığı yüzünden ise sektöre daimi iş olarak bakmıyor. Piyasanın birinci aktörü haline gelen ve bu işten ekmek yiyen çok sayıdaki yabancı işçi de kazanç sağladığı bu durumun tadını çıkarıyor.
Yabancı işçilerin büyük çoğunluğu komşu ülkelerden geliyor. Sezon ortalamasına baktığımızda sarp sınır kapısından yapılan girişlerin mayıs ayında çok büyük oranda artış kaydettiği ve çay sezonu boyunca da yüksek seyrettiği görülüyor.
2015-2016 YILLARI ÜLKEMİZE SARP SINIR KAPISINDAN GİRİŞ YAPAN YOLCU SAYILARI
2016 yılı mayıs dönemi için Sarp kapısından yaklaşık 24 bin yabancı işçinin turist olarak ülkemize giriş yaptığını, 90 günlük vize dönemlerinde çay işlerinde çalıştırıldığını ve sezon ortalamasının ise 20 bin olduğunu tahmin etmekteyiz. Bu işçilerin sektöre maliyetleri ise (664000 bin ton yaş çay x 52 kuruş kg işçilik / 2.9 kur = 119 milyon dolardır. Bu paranın 70 milyon doları efektife çevrilerek yurt dışına getiriliyor. Bu rakam sektörün hacmine göre büyük bir rakamdır. Sektör bu hacmi kaldıracak karlılığa sahip değildir.
İşsizlik oranları Trabzon'da yüzde 7.4, Gümüşhane'de yüzde 7.2, Artvin'de yüzde 7.1, Rize'de yüzde 6.7 ve Giresun'da yüzde 6.5 olarak tahmin edilmiştir. İşsizliğin yüksek olduğu ve bölge halkının göç ettiği bu tablo karşısında yerli işçi arandığında neden bulunamıyor sorusunun cevabı ise işin süresinin kısalığında ve birazda işin zorluğunda yatıyor.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, yabancı işçi çalıştırılmasına karşı olmamakla birlikte, yasal olmayan mevcut tablonun yasal hale getirilmesinin daha uygun olacağını düşünmekteyiz. Müstahsil mevcut tablodan memnun değildir. Şikayetçi de değildir. Çünkü çayın toplanması gereken kısıtlı zaman içinde İşçi bulduğuna şükretmektedir. Yasal işçi çalıştırıp çalıştırmadığı ile ya da cezasının ne kadar yüksek olduğu ile ilgilenmiyor. Oysa yabancı işçi çalıştırana kaçak işçi çalıştırma cezası olarak 8.848 TL para cezası kesiliyor. Dört dönüm çayı olan bir müstahsilin iki işçi yakalatması demek, o yılın tüm çay gelirini cezayı ödemek için vereceği anlamına gelir.
Bugün için sektörde rahatlık sağlayan yabancı işçilerin, yarınlarda gelmemesi ya da gelememesi durumunda düşeceğimiz durumun hesabı yapılmamaktadır. Bu anlamda oluşturulmuş bir ‘’B’’ planımız yoktur. Oysa Ülkemizde tarım işçiliği çözülememiş sorunların başında yerini muhafaza ederek çözüm beklemeye devam ediyor. Buna çay ve fındık tarımı da dahildir. Müstahsil nezdinde kamuoyu oluşturmuş olan ‘’Yaş çay bizim işimiz’’ projesi bu anlamda uygulamaya konulmalıdır. Bölge halkı projenin uygulanmasını beklenmektedir.
Dosya Ek : 2015 - 2016 Gürcü Girişi (Word / 186 Kb.)
Çay tarımında mayıs ayında başlayan hasat ve üretim sezonu ekim ayında son buluyor. Altı ay gibi görünse de dört aylık fiili çalışma süresi var ve bu süre içinde toplamda 90 gün yani üç aylık yevmiye alabiliyorsunuz. Oysa bölgedeki işsiz gençler üç aylık çay sezonu bitince kahve köşelerinde oturmak istemezken hayatlarını çaydan kazandıkları halde, hayat standartlarını çayla yükselttikleri halde çay işine devamlı iş olarak da bakmıyorlar. Sürenin kısalığı her aşamada önlerine engel olarak çıkıyor.
Ancak, İşsiz olduğunu beyan edenlerin yaklaşımını değerlendirdiğimizde ‘’yaş çay bizim işimiz’’ projesinin uygulanabilir olduğunu görüyoruz. Çünkü dokuz ay sigortalı çalışılabilecek iş süresi talep ediliyor. Dört aylık çay sezonuna ilaveten beş aylık bir devlet desteği sağlamak sistem içinde mümkündür. Devlet bu desteği, çay sektöründe dört ay çalışanları kamu yararına projelerde beş ay çalıştırarak verebilir. Zaten var olan bu kamu yararına projeler uygulaması bu anlamda devlete ilave yük de getirmez. Türkiye genelinde bu şekilde uygulandığında ise ‘’kamu yararına projelerle’’ tarımsal üretime destek verilmiş olur.
Ülkemizde mübaya edilen yaş çay miktarının en az yarısı yabancı işçilere toplattırılmaktadır. 2015 rakamları baz alındığında, toplanan 1328 bin ton çayın yarısını yani 664 bin ton yaş çayı yabancı işçilere toplatıyoruz demektir. İki yıl öncesine kadar çayını yabancı işçilere toplatan müstahsiller, onu alım evlerine teslim etme işini kendileri yapıyorlardı. 2016 yılında bu iş içinde yabancı işçi tutulduğunu görüyoruz.
Çok hızla artan işçi maliyetleri çay müstahsilini olumsuz etkiliyor.
YABANCI İŞÇİLERİN GÜNDELİK MALİYETLERİ ( TL ) | ||
2015 | 2016 2017 | |
NET YEVMİYE | 90 TL | 100 TL 120 |
KAHVALTI | 6 TL | 6 TL 8 |
ÖĞLEN YEMEĞİ | 9 TL | 10 TL 12 |
SİGARA | 7 TL | 7 TL 7 |
NAKLİYE | 5 TL | 6 TL 6 |
TOPLAM | 117 TL | 129 TL 153 TL |
Çay sektöründe yıl ortalaması baz alındığında bir işçi günde 250 kg çay toplayabilmektedir. Yani müstahsil çayın kilosunu (129/250) 52 kuruşa toplatabiliyor. Çayının tamamını devlete satamıyor. Özel sektör fiyatı ile devlet fiyatı üzerinden tutturabildiği satış fiyat ortalaması ne kadar yüksekse kendisini o kadar şanslı sayıyor. Ancak gübre maliyetlerini ve kendi emeklerini de hesaba dahil ettiğimizde, işçilik maliyetlerinin yüksek olması sebebiyle en şanslı oldukları bu dönemde bile yeterince gelir elde edemediklerini görüyoruz. Bu haksız mazeret, kendi çaylarını kendileri toplayabilecekleri halde onu işçiye toplatmalarından kaynaklanıyor.
Çay bahçelerini ihdas eden, çay ağaçlarını büyüten nesil ya yaşlandı ya da öldü. Onların çocukları eğitimlerini tamamladığı için daha rahat iş talep ediyor. Çalışma süresinin kısalığı yüzünden ise sektöre daimi iş olarak bakmıyor. Piyasanın birinci aktörü haline gelen ve bu işten ekmek yiyen çok sayıdaki yabancı işçi de kazanç sağladığı bu durumun tadını çıkarıyor.
Yabancı işçilerin büyük çoğunluğu komşu ülkelerden geliyor. Sezon ortalamasına baktığımızda sarp sınır kapısından yapılan girişlerin mayıs ayında çok büyük oranda artış kaydettiği ve çay sezonu boyunca da yüksek seyrettiği görülüyor.
2015-2016 YILLARI ÜLKEMİZE SARP SINIR KAPISINDAN GİRİŞ YAPAN YOLCU SAYILARI
AYLAR | 2015GİRİŞ ADETİ | ARTIŞ ( % ) | 2016 GİRİŞ ADETİ | ARTIŞ ( % ) |
ŞUBAT | 97575 | | 144026 | |
MART | 112719 | %15.5 | 158233 | %9.8 |
NİSAN | 125241 | %11.1 | 172603 | %9.8 |
MAYIS | 180985 | %44.5 | 217666 | %26.1 |
HAZİRAN | 145354 | %19.7 | 180580 | %17.1 |
TEMMUZ | 185168 | %27.3 | 195805 | %8.4 |
AĞUSTOS | 183823 | %0.8 | 202328 | %3.3 |
EYLÜL | 195586 | %6.3 | 210209 | %3.3 |
2016 yılı mayıs dönemi için Sarp kapısından yaklaşık 24 bin yabancı işçinin turist olarak ülkemize giriş yaptığını, 90 günlük vize dönemlerinde çay işlerinde çalıştırıldığını ve sezon ortalamasının ise 20 bin olduğunu tahmin etmekteyiz. Bu işçilerin sektöre maliyetleri ise (664000 bin ton yaş çay x 52 kuruş kg işçilik / 2.9 kur = 119 milyon dolardır. Bu paranın 70 milyon doları efektife çevrilerek yurt dışına getiriliyor. Bu rakam sektörün hacmine göre büyük bir rakamdır. Sektör bu hacmi kaldıracak karlılığa sahip değildir.
İşsizlik oranları Trabzon'da yüzde 7.4, Gümüşhane'de yüzde 7.2, Artvin'de yüzde 7.1, Rize'de yüzde 6.7 ve Giresun'da yüzde 6.5 olarak tahmin edilmiştir. İşsizliğin yüksek olduğu ve bölge halkının göç ettiği bu tablo karşısında yerli işçi arandığında neden bulunamıyor sorusunun cevabı ise işin süresinin kısalığında ve birazda işin zorluğunda yatıyor.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, yabancı işçi çalıştırılmasına karşı olmamakla birlikte, yasal olmayan mevcut tablonun yasal hale getirilmesinin daha uygun olacağını düşünmekteyiz. Müstahsil mevcut tablodan memnun değildir. Şikayetçi de değildir. Çünkü çayın toplanması gereken kısıtlı zaman içinde İşçi bulduğuna şükretmektedir. Yasal işçi çalıştırıp çalıştırmadığı ile ya da cezasının ne kadar yüksek olduğu ile ilgilenmiyor. Oysa yabancı işçi çalıştırana kaçak işçi çalıştırma cezası olarak 8.848 TL para cezası kesiliyor. Dört dönüm çayı olan bir müstahsilin iki işçi yakalatması demek, o yılın tüm çay gelirini cezayı ödemek için vereceği anlamına gelir.
Bugün için sektörde rahatlık sağlayan yabancı işçilerin, yarınlarda gelmemesi ya da gelememesi durumunda düşeceğimiz durumun hesabı yapılmamaktadır. Bu anlamda oluşturulmuş bir ‘’B’’ planımız yoktur. Oysa Ülkemizde tarım işçiliği çözülememiş sorunların başında yerini muhafaza ederek çözüm beklemeye devam ediyor. Buna çay ve fındık tarımı da dahildir. Müstahsil nezdinde kamuoyu oluşturmuş olan ‘’Yaş çay bizim işimiz’’ projesi bu anlamda uygulamaya konulmalıdır. Bölge halkı projenin uygulanmasını beklenmektedir.
Dosya Ek : 2015 - 2016 Gürcü Girişi (Word / 186 Kb.)